İran ve İsrail arasındaki askeri gerginlik yıllardır hiç bu noktaya gelmemişti. Bu iki ülke arasındaki çekişme, bölgesel güç dengeleri, uluslararası politika ve güvenlik endişeleri gibi karmaşık faktörlere dayanmaktadır.
İsrail’in nisan 2024 başlarında İran’ın Bağdat büyükelçiliğini bombalaması, üst düzey İranlı generallerin ve büyükelçilik personelinin ölmesine sebep olmuştu.
İran ise, İsrail’in Şam’daki büyükelçiliğini vuran İsrail’e, askeri bir yanıt vermek amacıyla geçtiğimiz pazar günü İsrail’e yüzlerce İHA ve balistik füzelerle hava saldırısı düzenledi. İsrail’in güçlü hava savunma sistemleri, İran’ın İHA’larını ve füzelerini havadayken imha etti ve hiçbir maddi veya can kaybına sebep olmadığı belirtildi.
Kazan – kazan: Uzmanlara göre Netanyahu’nun, hem ABD’nin desteğini arkasına almak hem de uluslararası alanda Gazze’deki İsrail’in aşırı güç kullanımına karşı olan devletlerin ve İsrail iç kamuoyundaki muhalif sesleri kendi safına çekmek için bu İran büyükelçilik saldırısını gerçekleştirdi. İran’ın geçtiğimiz pazar günü İsrail’e verdiği karşılık ise, İran’ın iç kamuoyunda “Bizim ordumuz İsrail’i vurabilecek kadar güçlüdür” mesajı verme ve İran rejiminin güven tazeleme amacı taşındığı düşünülüyor.
Asıl soru: şimdi İsrail’in İran’a nasıl karşılık verecek?
Şu anda hangi ülkenin ne tür bir askeri yanıt vereceği hakkında kesin bir yargıya varmak zor. Bu tür durumlar genellikle karmaşık ve hassas diplomasi ve askeri strateji gerektirir. Ancak şu an, iki ülke de kendi kamuoyu önünde politik zaferler elde etmiş gibi görünüyor.